-A ülkesindeki piyasada dolaşan Türk Lirası’nı toplarız. Örneğin Suriye’deki döviz bürolarının neredeyse hepsinden, bankaların (var olan) hepsinden Türk Lirası almaktan bahsediyorum. Kendi paramızı, farklı bir ülkede satın almaktan bahsediyorum. Bu A ülkesindeki piyasadan Türk Lirası’nı boşaltırız. A ülkesinin piyasasında Türk Lirası kalmayınca Lira zor bulunur hale gelir ve pahalılaşır. Zor bulununca talebi karşılamak güçleştiği için Türk Lirası A ülkesinin para birimine kıyasla güçlenir. A ülkesi kendi iç piyasasındaki Lira talebini karşılamak için Türkiye’den Türk Lirası alımı yapar. Yani kendi Lira’mızı önce ucuza alıp daha sonra daha pahalıya satmış oluruz.  Ayrıca bu durum Türk Lirası’nın talep alan bir para olarak kalmasını sağlar. Bu ise Lira’nın alım gücünü yüksek tutar.

Türkiye askeri sanayide bir atılım yapmak heyecanı içerisinde. Ürettiğimiz askeri mühimmat ve teçhizat ile araçlar Dünya piyasasında rağbet görüyor. Yalnızca tamamen kendi iç imkanlarımızla üretmekte olduğumuz proje sayısı neredeyse sıfır olmasına rağmen farklı ülkeler ile ortaklıklar kurularak üretilen bir çok askeri ihtiyaç ürünü Dünya ülkeleri tarafından talep görüyor. Türkiye satış antlaşmaları imzalıyor. SİHA ve İHA, uçak, helikopter, tank, zırhlı araçlar dost ülkelere satılıyor. Bu satış antlaşmalarında kullanılan para biriminin Türk Lirası olması sağlanamaz mı?

Şöyle bir Türk Lirası istiyoruz: Dünya’nın en zengin şahısları ekonomik yatırımlarını düşünürken “Birkaç milyar Türk Lirası alayım. Yine sağlam limandır sonuçta.” diyebilmeli.

Banknot, bir ülkenin kartvizitidir. Bu kartvizitin etkisinin mertebesini temsil ettiği ülkenin aldığı başarılar belirler. Spordan sanata, ilimden tarihe farklı alanlarda aldığımız başarılar ister inanın ister inanmayın; ekonomimizi etkiler.

Eğer Ay’a Ay Yıldız dikmiş olsaydık Amerikan Doları asla 3 Lira bandını geçmeyecekti. Çünkü prestij. Bunu para ile satın alamazsın. Bu ancak somut başarı ile elde edilir.

Popüler spor dallarında fena sayılmayız. Yani salon sporlarında oldukça iyi olduğumuz bile söylenebilir. Dünya’nın en popüler spor dalı futbolda ise deyim yerindeyse sürünüyoruz. Ligimizin ikincisi ve üçüncüsü anca Konferans Ligi’ne gidebilme hakkına sahip. Şampiyonumuz Şampiyonlar Ligi’ne kalabilmek için iki tane ön eleme oynamak zorunda.

Aslında UEFA Bölgesel turnuva gruplandırmaları yapsa belki daha iyi olurdu. Yani Şampiyonlar Ligi ilk gruplar Balkanlar, Orta Avrupa, Kuzey Avrupa, Akdeniz ve Batı Avrupa adında bölgesel gruplardan oluşsa… Türk takımları Bulgar takımları ile, Yunan takımları ile, Ermeni takımları ile, Rus takımları ile maçlara çıksa ilk aşamada? Böyle olursa turnuvaların üst turları daha geniş bir coğrafya yelpazesinden oluşur.

Dünya’nın dikkatini çeken şeyler yapabilirsek milli paramızın alım gücü de buna orantılı olarak artar.

 

-Küre tekerli araçlar. Ben söyleyince “manyaklık” gözüyle bakılıyor. Ve ancak bu zaten var olan bir şey. Ben 6 yaşımdayken uzaktan kumandalı arabamın gövdesinin altında köre teker vardı. Bu sayede araç bir yere çarptığı zaman otomatik olarak yönünü değiştiriyordu. Yani küre tekerlek zaten var. Peki bizim araçlarımızda neden kullanılmıyor?

İllaki sebepleri vardır. Ve ancak benim aklıma bir şey gelmiyor. Bu durum araca olduğu yerde 360° dönme kabiliyetini verir. Ve fakat bu ne işe yarar ki?

 

-“Bizim piyasaya sunduğumuz aslında farklı bir olay. Eveti Naziler’in insanları sabun, deterjan yaptığı doğru. Ve ancak biz yaptığımızı yapmak için kimseyi öldürmüyoruz. Yaptığımız özetle tüm kuaförlerden saç ve tırnak gibi atıkları alıyoruz. Adliyeden sahipsiz cesetleri alıyoruz. Hastanelerden tıbbi atıkları biz alıyoruz. Köylerden hayvansal atıkları alıyoruz. Ve tüm bunları kimyasal işleme tututp gerçekten uzun süre ve kuvvetli yanabilen bir yağ haline getiriyoruz.

Bu yağ ile çalışan elektrik santralimiz var. Üst çaplı bir termik santral kadar enerji üretiyoruz.

Yaptığımız kısaca biyolojik atık değerlendirimi: geri dönüşüm.

Hani çöpün o hiç dokunmak istemeyeceğin, en işe yaramaz, ekşi kokulu dip suyu vardır ya? İşte bizim işimize yarayan o iğrenç üstü sudur.”

 

-Bir yayın evi ile görüşüyordum. Üzerinde çalışılan projenin lansmanı için belli bir miktar kaynak ihtiyacı olduklarını söylüyorlardı. Açık bir şekilde tam 6.840 Amerikan Doları istediler. Bunun üzerine aşağıdaki mesajı yazdım:

 

The highest money bill in Turkey is 200 TL, 6.840 USD is roughly 80.000 TL due to 1 USD= 17 TL exchange rate. Now, 80.000 TL is 400 times of 200 TL. In USA the biggest bill in the common market is a hundred Dolar bill. 100 times 400 is 40.000 Dolars. That's the sum you are asking me in these terms. When you say $6.840 you mean $40.000 in terms of international business.

 

Yani: “Türkiye’deki en büyük banknot 200 Liradır. 1 Dolar = 17 TL olduğu için 6.840 Dolar kabaca 80.000 Lira etmektedir. 80.000 200’ün tam 400 katıdır. Amerika’da piyasadaki en büyük banknot 100 Dolar’dır. 100 çarpı 400 ise 40.000 etmektedir. İşte sizin benden 6.840 Dolar istediğinizde talep ettiğiniz ekonomik tutar uluslararası teamülde tam budur: 40.000 Dolar.”

 

-Kuzey Buz Denizi’ndeki petrol ve doğalgaz salya akıtır cinsten. Türkiye’de ve BİST’te bol sayıda bulunan gayrimenkul yatırım ortaklıkları Grönland’dan, Kuzey Denizi sahil şeridinden arazi alarak ileriye dönük yatırım yapabilirler mi? Ya da Danimarka ile toprak takası yapabilir miyiz?

Toprak takası kısaca şudur: Biz Danimarka’ya Mezopotamya’dan 500 futbol sahası büyüklüğünde arazi veririz. Danimarka ise bize kuzey Grönland’dan 4.000 futbol sahası büyüklüğünde arazi verir.  Bu ise bize ileride Kuzey Buz Denizi’nde hak iddia etme imkanı sunar.

 

-Dünya Bankası’na borç vermek iyi bir yatırım mıdır?

 

-THY çapında bir firması olan bir ülkenin uçak üretimi yapan firmasının olmaması abes bir durumdur. 100 tane yolcu uçağı demek yaklaşık 70-80 milyar $ demek. 20-30 milyar € ile Airbus’a ortak olabiliriz. Böylece 100 uçağa vereceğimiz 70-70 milyar $ kaynağın 20-30 milyar Doları tekrar bize dönebilir.

Sahanın en etkili kurumları ile ekonomik ortaklıklar geliştirmek herkes için faydalıdır.

Örneğin TOGG Seat ile birleşebilir. Beko Bosch ile birleşebilir. Türk Telekom Vodafone ile birleşebilir. Bunlar ancak ve sadece fayda getirir.

 

-Merak ettiğim fabrikalardan biri muhakkak geri dönüşüm fabrikasıdır. Bir tarafından kullanılmış kağıt balyalarını atıyorsun, öteki yanından tertemiz, yeni mukavvalar çıkıyor. Bir tarafından moloz veriyorsun, öteki yanından toprak ve çakıl çıkıyor.

 

-Araba üretmenin sevincinin dozunu ayarlayamadık. Rezil olduk Dünya’ya. Sanki araba yapmak Türk için imkansızı başarmakmış gibi davrandık.

 

-Dolar dengesinde çok ucuz olan TL eğer Euro’ya geçerse bunun Euro etki alanındaki sonucu ne olur?

TL aşağıya çekim baskısı oluşturacağından Euro Dolar’a göre daha ucuz olur. Bu durum Avrupa’yı yatırım için çok uygun hale getirir. Çünkü Dolar daha fazlasını yapabilecektir. Çünkü 1 Dolar ile 1,5 Euro’luk iş yapılabilecektir. Çeliğe Amerika’da verilen 100 Dolar’ın alabildiği çelik miktarı 100 Dolar’ın Avrupa’da alabileceği çelik miktarından az olacaktır. Avrupa uygun yatırım sahası olacak ve üretim artacaktır.

Türkiye AB’ye girmeden evvel bol bol uluslararası borç alıp AB’ye girince güçlü Euro ile bu borçları ödenebilirliği daha kolay hale getirse?

 

-Elon Musk SpaceX firmasını satacak mı? Satacaksa alsak güzel olmaz mı?

Türk Telekom uluslararası dev bir firma. Google’ın %25 hissesini Türk Telekom alamaz mı? Ağır mı kaçar?

THY Virgin Atlantic’i satın alamaz mı? Havayollarında birleşme sık görülür. Eğer Virgin Atlantic’i bünyesine katarsa THY uzay taşımacılığında da söz sahibi olur.

Askeri araç üretiminde 1990’larda yapılan yatırımların meyvelerini toplamaya başladık. Milli taarruz helikopteri  ATAK örneğin. Bu helikopterin Xbox ve Playstation oyun konsollarındaki havacılık ile ilgili oyunlarda yer almasını sağlamalıyız. Bu bir detay ve önemli.

 

-Koca Türkiye’de Acun’dan başka İngiliz futbol takımı alan olmadı. Halbuki başka bir Türk yatırımcıda bir takım alsaydı iki Türk takımı arasında tatlı rekabet olabilirdi.

Bir de konuya şöyle bakmak gerek:

Acun Abramovic değil. Acun’un derin bir futbol bilgisi var. Bir klübü 1 numara yapmanın yollarını biliyor Acun.

 

-Devlet iç borçlanma yapıyor. TL üzerinden. Sonra TL’nin alım gücünü yine devlet aşırı şekilde düşürüyor ve Dolar’ı TL karşısında çok güçlü yapıyor. Ardından hazinesinde Dolar’ın birazını satması iç borcunun tamamını ödeyebilmesini sağlıyor.

Bir tür dolandırıcılık aslında. Ancak olabildiğincede mubah.  Hakkında kitaplar yazılabilecek bir konuyu burada yalnızca bir paragrafta anlatabilme çabamı mazur görünüz lütfen.

 

Bugün  8 Haziran 2023  Perşembe    23:17     İstanbul   Bahadır Gezer

Ekonomi 4

2023 © bahadirgezer.blog/zehirzemberek Her Hakkı Mahfuzdur.

zehirzemberek.com